Patara adı, Hitit yazılı metinlerinde Patar olarak geçer. HİTİT KRALI IV. TUDHALIYA (1236-1210?) Lukka seferi sonrasında ordusuyla birlikte bu kente gelmiş ve adaklar yapmışlardır. Likçe’de adı Pttara yazılır.

Ünlü Romalı tarihçi Livius, Patara’dan “caput gentis Lyciae” (Lykia soyunun başı/başkenti) olarak söz eder. Bu tanımın da açıkça ortaya koyduğu gibi, MÖ 168/67’de resmi olarak tanımlanan LYKİA BİRLİĞİ’NİN BAŞKENTİ PATARA’dır. Birlik arşivi burada saklanır.

TARİHSEL SÜREÇ

Patara, M.Ö. 2. Yüzyıl başında Seleukos Krallığı’nca kontrol edilmeye başladığında Likya’nın başkenti gibi kabul gördü.

M.S. 43 yılında Roma eyaleti olan Likya, M.S. 74’de Pamphylia ile birleştirilerek tek eyalete dönüştürülünce de Patara başkent olmayı sürdürdü.

Bizans’ta da Hıristiyanlar için önemli bir merkez oldu. İmparator Konstantin'in başkanlığındaki M.S. 325'teki İznik Konsülünde Likya'nın tek imza yetkilisi Eudemos, Patara Piskoposu’ydu.

KENTSEL DOKU

 

Patara kentinin soayal, kültürel ve ekonumik varlığının her alana yansımışlığını mimari ve kentsel yapılaşmada hissedebilirsiniz.

ÇEVRE

Patara kenti kent merkezi dışında çevresiylede etkileşim halindedi. kantin territoriumu olduk geniş bir alan yayılmıştır. limanı doğu kıyısı dışında batı yakasıda yoğun yerleşim görmüştür.

 

YAPILAR

Kentin dokusunu oluşturan yapılar. döensel mimarinin güzel örneklerindendir. kent içindeki sosyal kültürel ve politik hayatın algılanabilmesi adına önemli izler barındırılar.

PROJELER

Patara kentinde restorasyonu tamamlanmış ve halen devam edenprojeler sürdürülmektedir.  dönemlerinin özgün mimarisi göz öünde bulundurularak günümüze ulaşması sağlanmaktadır.

BİZDEN HABERLER
SİZDEN GELENLER
ETKİNLİKLERİMİZ

Patara’da Dans : Anadolu Ateşi

PAYDAŞLARIMIZ

Yazıtlar

Agora

Horrea

Tapınaklar

Telsiz ve Telgraf Binası

Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler (yazı, resim, görüntü, fotoğraf, video, patara kazılarına ait olup,ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceca Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar.